Artık Yıl Nedir? Neden Artık Yıl Kullanmak Zorundayız?
Zaman, ölçülmediğinde yoktur. Takvimleri, ayları, haftaları ve yılları çeşitli dünyasal ve Dünya dışı döngüleri izleyerek biz insanlar oluşturduk aslında. Örneğin Yeni Gine'deki Trobriand Adaları halkı, bir yıl boyunca bir deniz solucanı türünün güney kıyılarında toplanması ile yıllarını başlatırdı.
Günlerimizi Güneş'in ve Ay'ın hareketlerine göre belirledik. Takvimimiz Güneş yılını baz alıyor. Takvim ayları, Ayın evrelerini baz alıyor. Dünya Güneş'in etrafında bir tur döndüğünde yeni bir yıl başlatıyoruz.
Bazen düzeni bozan şeyler de oluyor ve takvimlerin senkronizasyonu kayıyor. Deniz solucanları zamanında ortaya çıkmayınca Trobriand Adalılar "Ay kafayı yedi" diyorlardı :)
Güneş takviminin daha ciddi problemleri var elbette. Dünya'nın Güneş etrafındaki bir turu tamamlaması tam olarak 365.242199 gün sürüyor. Süre tam 365 gün olmadığı için, takvimler her yıl bir günün dörtte biri kadar süre kaybediyor, yani geri kalıyor. Uzun yıllar boyunca bu sürdüğünde mevsimler kaymaya başlıyor. Düzeltme yapılmazsa bir zaman sonra, örneğin Ocak ayı yaz mevsimine denk gelebilirdi. Bu kaymanın düzelip mevsimlerin tekrar tam yerine oturması ise 1500 yıl civarında sürerdi. Kimse bunu beklemek istemez elbette.
Yunan ve Mısırlı gökbilimciler, gündönümü ve ekinoksları gözlemleyerek güneş yılı hakkındaki bilgilerini sürekli arttırdılar. Bu bilgiler Romalılara da geçti. 1. yüzyılda Romalı bilim adamları Ay döngüsünün ve Güneş yılının eşleşmediğini anladılar. Düzeltebilmek için oluşturdukları takvim 355 günden oluşuyordu ve 24 saatlik günleri eklediler. Roma başrahibi olan Pontifex Maximus, dini törenlere göre istediği sayıda günü takvime ekledi. Ama eklediği gün sayısı politik olarak seçildiğinden bir kaos yaratıyordu.
Jül Sezar uzunca süren bir savaştan döndüğünde, takvim olayının tamamen arap saçına döndüğünü gördü. Kafaya göre günler ve aylar eklendiğinden iş çığırından çıkmıştı. Bu saçmalığa son vermek isteyen Sezar, bir çok değişiklik yaptı. Öncelikle yılbaşını 1 Ocak tarihine aldı (daha önce 1 Mart idi) ve her dört yılda bir fazladan bir gün ekledi. Günümüzdeki tarih formatlarının temeli olan bu değişiklikler, Sezar hakkındaki diktatörlük hissiyatını da arttırmıştır. Bu takvim Jülyen takvimi olarak adlandırılıyor.
Yine de artık gün problemi tam çözülmemişti. Sezar'ın hesabına göre bir yıl 365.25 gün uzunluğundaydı ama, yukarıda da belirtildiği gibi gerçek değer bunun biraz altında, yani 365.242199 gündü. Bu küçük fark da yıllar içinde mevsimlerde bir kaymaya yol açmaya başladı. Özellikle Paskalya zamanının kayması hristiyanları çok rahatsız ediyordu. Papa'ya bu sorunu çözmesi için sürekli başvurmaya başladılar.
1582'de Papa Gregory XIII, astronomlar, matematikçiler ve din adamlarını bir araya topladı. Bu toplantıların sonunda, Jülyen takviminin prensip olarak aynı kalması, ancak bazı ufak revizyonlara gidilmesi kararlaştırıldı. Papa Gregory her dörtyüz yılda bir artık günleri kaldırdı. Buna göre 1600 ve 2000 yılları artık yıl iken (29 Şubat var), 1700, 1800, ve 1900 yılları artık yıl değildi. 2100 yılı da artık yıl olmayacak.
Gregoryen takvimi yavaş yavaş başka ülkeler tarafından da kabul edildi. Katoliklere pek sıcak bakmayan Büyük Britanya ve sömürgeleri en geç kabul edenlerden oldular. Onlar da 1700'lerin ortalarında bu takvime uyum sağladılar.
Her iki takvim de ortaya çıktıkları zamanlarda tartışmalara yol açtılar. Bugün dünyanın büyük çoğunluğu Gregoryen takvimi kullanıyor. Ancak artık gün/saat tartışmaları hala bitmedi. Günümüzde atomik saatlerin ortaya çıkardığı başka sorunlar var. Çok çok minik de olsa, Dünya'nın hem Güneş çevresindeki, hem de kendi ekseni etrafındaki dönüşü yavaşlıyor. Bu yüzden zaman zaman saatlere bir saniye eklenmesi gerekebiliyor. En son 2015 yılında böyle bir ek yapılmıştı.
Bu tür düzeltmelerin rahatsız ettiği pek çok mühendis de var. Onlar tamamen atomik saat ölçümüne geçilmesini ve gök cisimlerinin hareketine bağlı takvimin tamamen terk edilmesini istiyorlar. 2022'de yine bir artık saniye eklenmesi üzerinde görüşülecek. O zaman atomik saat isteyenler daha da bastıracaklar gibi duruyor.
Alıştığımız bu takvimin tamamen değiştirilip, evrensel bir zaman ölçme sistemine geçilmesi insanlığı zorlayacak bir fikir olacaktır. Kültürümüz ve günlük yaşam ile ilgili pek çok şeyde alışkanlıklarımızı değiştirmek o kadar da kolay değil.
KAYNAK / ORIGINAL ARTICLE
https://www.popsci.com/story/science/leap-day-science-origins/
Günlerimizi Güneş'in ve Ay'ın hareketlerine göre belirledik. Takvimimiz Güneş yılını baz alıyor. Takvim ayları, Ayın evrelerini baz alıyor. Dünya Güneş'in etrafında bir tur döndüğünde yeni bir yıl başlatıyoruz.
Bazen düzeni bozan şeyler de oluyor ve takvimlerin senkronizasyonu kayıyor. Deniz solucanları zamanında ortaya çıkmayınca Trobriand Adalılar "Ay kafayı yedi" diyorlardı :)
Güneş takviminin daha ciddi problemleri var elbette. Dünya'nın Güneş etrafındaki bir turu tamamlaması tam olarak 365.242199 gün sürüyor. Süre tam 365 gün olmadığı için, takvimler her yıl bir günün dörtte biri kadar süre kaybediyor, yani geri kalıyor. Uzun yıllar boyunca bu sürdüğünde mevsimler kaymaya başlıyor. Düzeltme yapılmazsa bir zaman sonra, örneğin Ocak ayı yaz mevsimine denk gelebilirdi. Bu kaymanın düzelip mevsimlerin tekrar tam yerine oturması ise 1500 yıl civarında sürerdi. Kimse bunu beklemek istemez elbette.
Yunan ve Mısırlı gökbilimciler, gündönümü ve ekinoksları gözlemleyerek güneş yılı hakkındaki bilgilerini sürekli arttırdılar. Bu bilgiler Romalılara da geçti. 1. yüzyılda Romalı bilim adamları Ay döngüsünün ve Güneş yılının eşleşmediğini anladılar. Düzeltebilmek için oluşturdukları takvim 355 günden oluşuyordu ve 24 saatlik günleri eklediler. Roma başrahibi olan Pontifex Maximus, dini törenlere göre istediği sayıda günü takvime ekledi. Ama eklediği gün sayısı politik olarak seçildiğinden bir kaos yaratıyordu.
Jül Sezar uzunca süren bir savaştan döndüğünde, takvim olayının tamamen arap saçına döndüğünü gördü. Kafaya göre günler ve aylar eklendiğinden iş çığırından çıkmıştı. Bu saçmalığa son vermek isteyen Sezar, bir çok değişiklik yaptı. Öncelikle yılbaşını 1 Ocak tarihine aldı (daha önce 1 Mart idi) ve her dört yılda bir fazladan bir gün ekledi. Günümüzdeki tarih formatlarının temeli olan bu değişiklikler, Sezar hakkındaki diktatörlük hissiyatını da arttırmıştır. Bu takvim Jülyen takvimi olarak adlandırılıyor.
Yine de artık gün problemi tam çözülmemişti. Sezar'ın hesabına göre bir yıl 365.25 gün uzunluğundaydı ama, yukarıda da belirtildiği gibi gerçek değer bunun biraz altında, yani 365.242199 gündü. Bu küçük fark da yıllar içinde mevsimlerde bir kaymaya yol açmaya başladı. Özellikle Paskalya zamanının kayması hristiyanları çok rahatsız ediyordu. Papa'ya bu sorunu çözmesi için sürekli başvurmaya başladılar.
1582'de Papa Gregory XIII, astronomlar, matematikçiler ve din adamlarını bir araya topladı. Bu toplantıların sonunda, Jülyen takviminin prensip olarak aynı kalması, ancak bazı ufak revizyonlara gidilmesi kararlaştırıldı. Papa Gregory her dörtyüz yılda bir artık günleri kaldırdı. Buna göre 1600 ve 2000 yılları artık yıl iken (29 Şubat var), 1700, 1800, ve 1900 yılları artık yıl değildi. 2100 yılı da artık yıl olmayacak.
Gregoryen takvimi yavaş yavaş başka ülkeler tarafından da kabul edildi. Katoliklere pek sıcak bakmayan Büyük Britanya ve sömürgeleri en geç kabul edenlerden oldular. Onlar da 1700'lerin ortalarında bu takvime uyum sağladılar.
Her iki takvim de ortaya çıktıkları zamanlarda tartışmalara yol açtılar. Bugün dünyanın büyük çoğunluğu Gregoryen takvimi kullanıyor. Ancak artık gün/saat tartışmaları hala bitmedi. Günümüzde atomik saatlerin ortaya çıkardığı başka sorunlar var. Çok çok minik de olsa, Dünya'nın hem Güneş çevresindeki, hem de kendi ekseni etrafındaki dönüşü yavaşlıyor. Bu yüzden zaman zaman saatlere bir saniye eklenmesi gerekebiliyor. En son 2015 yılında böyle bir ek yapılmıştı.
Bu tür düzeltmelerin rahatsız ettiği pek çok mühendis de var. Onlar tamamen atomik saat ölçümüne geçilmesini ve gök cisimlerinin hareketine bağlı takvimin tamamen terk edilmesini istiyorlar. 2022'de yine bir artık saniye eklenmesi üzerinde görüşülecek. O zaman atomik saat isteyenler daha da bastıracaklar gibi duruyor.
Alıştığımız bu takvimin tamamen değiştirilip, evrensel bir zaman ölçme sistemine geçilmesi insanlığı zorlayacak bir fikir olacaktır. Kültürümüz ve günlük yaşam ile ilgili pek çok şeyde alışkanlıklarımızı değiştirmek o kadar da kolay değil.
KAYNAK / ORIGINAL ARTICLE
https://www.popsci.com/story/science/leap-day-science-origins/
Artık Yıl Nedir? Neden Artık Yıl Kullanmak Zorundayız?
Reviewed by Fırat Tarman
on
Nisan 01, 2020
Rating:
Hiç yorum yok: