İnsan Vücudu İle İlgili 100 İlginç Gerçek
Sonradan eklenmiş not : Bu yazı çok büyük ölçüde ilgi gördüğü için bol bol da kopyala-yapıştır yapılıyor ve yazıyı alanlar kendi yazılarıymış gibi yayınlıyorlar. Bağlantı vermeden ve Teknomani'yi kaynak göstermeden alıntı yapan sitelerin listesine buradan ulaşabilirsiniz.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İnsan vücudu o
kadar karmaşık bir sistem ki, binlerce yıllık tıbbi bilgiye ve tecrübeye rağmen,
hala doktorları ve araştırmacıları şaşırtmaya devam ediyor. O yüzden bize çok
sıradan görünen vücut parçalarımız ya da fonksiyonlarımızda bile çok ilginç ve
beklenmedik şeyler saklı olabilir. Hapşırmaktan tırnak uzamasına kadar 100 adet
abuk, şaşırtıcı ve ilginç gerçekler aşağıda:
Beyin
İnsan beyni,
insan anatomisinin en karmaşık ve en az anlaşılabilen kısmı. Bilmediğimiz çok
şey var, ama bildiğimiz ilginç gerçeklerden bazıları aşağıda.
1) Beyine giden ve gelen sinir sinyallerinin hızı saatte
273.6 km’ye ulaşabiliyor. Bu da çevremizdeki etkilere nasıl bu kadar hızlı tepki
verebildiğimizi ve bir acıyı nasıl anında hissettiğimizi açıklıyor.
2) Beyin 10 Watt’lık bir ampul kadar enerji tüketiyor. Akla bir fikir
geldiğini karikatürize etmek için başın üzerine çizilen ampül figürü çok da
yanlış değilmiş. Beynimiz bu enerjiyi uykuda da harcıyor.
3) İnsan beyninin depolayabileceği bilgi miktarı Encyclopedia Britannica’nın
içindeki bilgiden 5 kat fazla. Ya da bizdeki eski Meydan-Larousse’tan. Bilim adamları
bir rakam belirleyemediler ama bu kapasitenin 3 ila 1000 Terabayt arasında
olduğu düşünülüyor. 900 yıllık İngiliz Tarih Arşivi’nin 70 Terabayt olduğu
düşünülürse, inanılmaz bir kapasiteden bahsediyoruz.
4) Beyin kandaki oksijenin yüzde 20’sini harcıyor. Vücut
ağırlığının sadece %2’sini oluşturmasına rağmen, bu kadar çok oksijen harcaması
çok ilgi çekici. Bu yüzden de oksijensiz kalma öncelikle beyin hasarına yol
açıyor.
5) Beyin gece gün boyunca olduğundan daha aktif. Düz mantık ile
düşünüldüğünde, gündüz yaptığımız onca faaliyet, görüntü, ses vb.nin beyni
yatakta yatarak dinlenmemiz durumundan daha fazla çalıştıracağını sanabiliriz.
Ama durum tam tersi. Vücudu kapatınca beyin daha da açılıyor.
6) Bilim adamlarına göre IQ yükseldikçe daha fazla rüya
görülüyor. Doğru olabilir ama uykudan sonra rüyalarınızı hatırlamıyorsanız hemen
kendinizi kötü hissetmeyin. Çoğumuz gece gördüğümüz rüyaların büyük bir kısmını
hatırlamıyoruz ve bu rüyalar en fazla 2-3 saniye sürüyor.
7) Nöronlar insanın hayatı boyunca gelişmeye devam ediyor. Yıllarca, bilim
adamları ve doktorlar beyin ve sinir dokularının gelişmediğini ve hasarın
iyileşmeyeceğini düşündüler. Vücudun diğer kısımları gibi olmasa da nöronlarda
gelişebiliyor ve bu da beyin ve hastalıkları konusunda önümüze yeni bir
yaklaşım getirecek.
8) Nöronların tipine göre bilginin akış hızı değişiklik
gösteriyor. Bütün nöronlar birbirinin aynı değil. Bu değişik tipler içinde bilgi akış
hızı 0.5 metre/saniye’den 120 metre/saniye’ye kadar değişebiliyor.
9) Beyin herhangi bir acı hissetmez. Tüm acıların
kaynağı beyin olmasına rağmen, kendi üzerinde ağrı algılayıcıları olmadığı için
acıyı hissetmiyor. Ama çevresinde çok fazla doku, sinirler ve damarlar var ve
bunlar acıya duyarlı. Bu yüzden keskin baş ağrıları var zaten.
10) Beynin %80’i sudur. Tezgahlarda ya da TV’de gördüğünüz
beyinler çok gerçekçi değil. Yaşayan bir beyinin dokusu daha çok bir jöleye
benziyor. Bir dahaki sefere susuz kaldığınızda beyninizi unutmayın.
Saç ve Tırnaklar
Vücudun yaşayan
bir parçası olmamasına rağmen birçok insan saç ve tırnak bakımına çok uzun
zamanlar harcıyorlar. Saç ve tırnaklarla ilgili bu gerçekleri bir sonraki
kuaför randevunuzda aklınızda tutun.
11) Yüz kılları tüm vücuttaki en hızlı uzayan kıllardır. Erkeklerin
akşamüstü sabah traş ettikleri sakallarının tekrar uzamasına şaşmaması lazım.
Bir erkek hiç traş olmazsa ömür boyu uzayacak sakalları 10 metreye
yaklaşacaktır.
12) Ortalama bir insan günde 60-100 saç teli kaybeder. Kel değilseniz,
günlük kaybettiğiniz saç teli sayısı bu kadar. Saç dökülmesi miktarı mevsim,
hamilelik, hastalık, beslenme ve yaş gibi faktörler ile değişebiliyor.
13) Kadınların saç tellerinin kalınlığı, erkeklerinkinin
yarısı kadardır. Garip gibi görünse de, tam da bu sebepten erkeklerin
saçları pek “ipeksi” olamıyor. Saç teli kalınlığı ırka göre de değişebiliyor.
14) Bir tel insan saçı, 100 gram taşıyabilir. Kafamızdaki
onbinlerce saç telini düşünürsek, Rapunzel öyküsü de gerçekçi
olabilir.
15) En hızlı uzayan tırnak, orta parmağınızın tırnağıdır. Daha da ilginci,
çok kullanılan elin tarafındaki tırnağın da daha hızlı uzamasıdır. Neden böyle
olduğu tam bilinmese de, uzun olan parmağın tırnağının daha hızlı, daha kısa
parmakların tırnaklarının daha yavaş uzadığı gözlenmiştir.
16) Vücudunuzda her santimetrekareye düşen tüy sayısı bir
şempanzeninki ile aynıdır. Ama tabii ki insanların tüyleri çok daha açık renkli ve
çoğu insanda önemli bir kısmı görünür değil.
17) Sarışınların daha çok saçı var. Saç rengi, saçın
gürlüğünü de etkiliyor. Ortalama bir insanın başında 100,000 saç kökü var ve
her bir saç kökü insanın hayatı boyunca 20 ayrı saç üretebiliyor. Sarışınların
ortalama 146,000 saç köküne karşılık, siyah saçlıların 110,000, kahverengi
saçlıların 100,000 ve kızıl saçlıların 86,000 saç kökü var.
18) El tırnakları, ayak tırnaklarından yaklaşık 4 kez daha
hızlı uzuyor. El tırnaklarınızı daha sık kestiğinizi farkettiyseniz,
bunda bir yanlışlık yok. Açıkta bulunan tırnaklar daha hızlı uzuyor.
Tırnakların ortalama uzama hızı ayda 2.5 mm kadar.
19) İnsan saçının ömrü ortalama 3-7 yıl arası. Hergün çok
miktarda saç kaybetmenize rağmen, herhangi bir saç telinin ömrü aslında oldukça
uzun, tabii özellikle koparılmazsa. Aynı saç teli defalarca traş, boya vs. gibi
şeyler görecektir.
20) Saçınızın döküldüğünün dışarıdan anlaşılabilmesi için
başınızdaki saç tellerinin %50’sini kaybetmiş olmanız gerekir. Günlük olarak bu
kadar çok saç kaybetmemize rağmen, etraftan anlaşılması ancak saçın %50’sini
kaybettiğinizde mümkün oluyor.
21) İnsan saçını yok etmek çok zor. Yanıcı olmasını
saymazsak, insan saçının doğada çözünme hızı çok çok yavaş. Banyo giderinin saç
ile nasıl tıkandığını merak ediyorsanız, şunları aklınızdan çıkarmayın;
saçlarımız soğuğa, suya, iklim değişikliğine ve diğer doğa olaylarına, ayrıca
asit ve aşındırıcı kimyasallara karşı aşırı derecede dayanıklı.
İç Organlar
Bizi rahatsız
etmedikleri sürece aklımıza getirmediğimiz iç organlarımız, aslında yememizi,
nefes almamızı ve ayakta dolaşabilmemizi sağlıyorlar. Karnınız guruldadığında
aşağıdakileri aklınıza getirin.
22) En büyük iç organımız ince bağırsağımızdır. “İnce Bağırsak”
diyoruz ama “kalın” bağırsağımızdan çok daha uzun, bir insanın boyunun dört
katı kadar. İçeride çok fazla dolanarak karın boşluğuna sığmayı başarıyor.
23) İnsan kalbinin yarattığı basınç, kanı 10 metre yüksekliğe
fışkırtmaya yeterlidir. Kalbimizin attığını hissetmemiz de bundan. Tüm vücuda
kanı dağıtabilmek için böyle yüksek bir basınç ve buna dayanacak kadar sağlam
bir organ gerekiyor.
24) Midenizdeki asit bir jileti eritebilecek kadar
kuvvetlidir. Tabii bunu test etmek için jilet ya da başka bir metal
eşya yemeniz gerekmiyor. Midemizdeki hidroklorik asit pek çok metali
eritebilecek özellikte.
25) İnsan vücudundaki damarların toplam uzunluğunun yaklaşık
96,500 km olduğu tahmin ediliyor. Dünyanın çevresinin yaklaşık 40,200 km olduğunu düşünürsek,
vücudunuzda dünyanın çevresini iki defadan fazla dönecek kadar damar var.
26) Midenizin iç çeperi her 3 ila 4 günde bir yenilenir. Mide duvarları
oluşturan hücreler bu kadar sık değişmezlerse mide asidi bu hücreleri eritir.
Ülseri olanlar mide asidinin canınızı ne kadar yakacağını iyi bilirler.
27) İnsan akciğerinin yüzey alanı bir tenis kortunun alanı
kadardır. Kana oksijen geçişini daha verimli yapabilmek için, akciherlerimizde
binlerce bronş ve alveol bulunur.
Bunların içinde de mikroskopik kanalcıklar vardır. Yüzey alanının büyüklüğü
oksijen ve karbondioksit değiş dokuşunu kolaylaştırır ve vücudun her zaman
yeterli oksijeni almasını sağlar.
28) Kadınların kalbi, erkeklerden daha hızlı atar. Bunun ana
sebebi, genel olarak kadınların erkeklerden daha az yapılı olması ve kalbin
daha az kan pompalamasıdır. Bunun dışında da kadın ve erkek kalpleri, özellikle
kalp krizi aşamasında farklı özellikler gösterebilir. Bazı durumlarda kadın ve
erkek kalbine uygulanması gereken tedavilerde de farklılık olabilmektedir.
29) Bilim adamları, karaciğerin 500’ün üzerinde fonksiyonunu
bulmuşlardır. Karaciğerinizi ancak çok içki içtiğinizde hatırlamanıza
rağmen, bu organ vücudun en çok çalışan ve en büyük organlarından biridir.
Karaciğerin yaptığı işlere örnek olarak safra üretimi, kırmızı kan hücrelerinin
ayrıştırılması, plazma protein sentezi ve toksinlerden arındırma sayılabilir.
30) Aort damarımızın çapı bahçe hortumu çapına yakındır. İnsan kalbinin
ortalama büyüklüğünün yumruğumuz kadar olduğu düşünülürse, aort damarının çapı
oldukça fazladır (Amerikan standardında bir bahçe hortumu dış çapı yaklaşık 27
mm. dir). Bu damarın bu kadar geniş olmasının sebebi, oksijen açısından zengin
kanı vücuda dağıtan ana kaynak olmasıdır.
31) Kalbinize yer açmak amacı ile, sol akciğeriniz, sağ
akciğerinizden daha küçüktür. Herhangi birine “akciğerleri çiz” dediğinizde genelde
simetrik iki organ çizimi ile karşılaşırsınız. İki akciğerimiz yaklaşık aynı
ölçüde olmasına rağmen, hafif sola kayık olan kalbimiz, sol akciğerin bir
kısmını gasbetmiştir.
32) İç organlarınızın büyük bir kısmını kaybetseniz dahi
hayatta kalabilirsiniz. İnsan vücudu çok kırılgan gibi görünmesine karşılık,
mideniz, dalağınız, bir akciğeriniz veya böbreğiniz olmadan ya da karaciğerin
%75’i, bağırsakların %80’i olmadan yaşamınızı sürdürebilirsiniz. Tabii ki çok
iyi hissetmeyebilirsiniz ama bu organların eksikliği sizi öldürmeyecektir.
33) Böbreküstü bezleri hayat boyunca sürekli küçülür Böbreküstübezleri, böbreklerin hemen üzerinde yer alır ve stres hormonları
üretir (kortizol ve adrenalin gibi). Gebeliğin 7. ayında bebeğin böbrek üstü
bezleri ile böbrekleri aynı boyuttadır. Doğumdan önce biraz küçülen böbreküstü
bezleri, yaşam boyu küçülmeye devam ederler. Öyle ki, çok yaşlı insanlarda
böbreküstü bezleri görünemeyecek kadar küçüktür.
Vücut Fonksiyonları
34) Hapşırık hızı 160 km/saat’i geçebilir. İşte yine tam bu yüzden hapşırırken
ağzınızı da kapatmanız gerekmektedir.
35) Öksürük hızı da 100 km/saat seviyesindedir. Bu hızda
öksürüyorsak, mikropların hızla yayılmasına da şaşmamak gerekir.
36) Kadınlar gözlerini erkeklerden 2 kat daha fazla açıp
kaparlar. Ortalama bir insan dakikada 13 kere gözünü kırpmaktadır.
37) Dolu mesane tenis topu büyüklüğündedir. Dolu mesane
400-800 cc idrar tutabililmesine rağmen, çoğu insan 250-300 cc seviyesinde
tuvalete girme ihtiyacı hisseder.
38) İnsan atıklarının yüzde 75’i sudur. İnsanın
çıkardığı atıklarda sadece idrarın su içerdiğini sanıyorsanız yanılırsınız.
Dışkının da büyük kısmı sudur. Buna şükretmemiz lazım, zira böyle olmasaydı,
sürekli acılı bir kabızlık çekerdik.
39) Ayaklarda 500,000 ter bezi vardır ve günde yaklaşık 475
mililitre ter üretirler. Spor ayakkabınızın neden boyasının çıktığına
şaşırmamanız lazım. Ayrıca, erkeklerde kadınlara göre daha fazla ter bezi
bulunur.
40) Yaşamınız süresince iki yüzme havuzunu dolduracak kadar
tükürük üretirsiniz. Tükürük sindirim sisteminin çok önemli bir bileşenidir.
Ağzı sürekli ıslak tutmaya da katkıda bulunur.
41) Ortalama bir insan günde 14 kez mide gazı çıkarma
ihtiyacı hisseder. Çok mide gazınızın olduğunu düşünüyorsanız, hemen
herkesin aynı durumda olduğunu bilmeniz sizi rahatlatacaktır. Sindirim, vücutta
pekçok gaz birikimine yol açar ve bu gazları çıkarmamak ağrılara sebep
olabilir.
42) Kulak kiri, kulak sağlığı için gereklidir. Pekçok insan
kulak kirinden hoşlanmaz ama, kulak kiri kulağın savunma sisteminin çok önemli
bir parçasıdır. İç kulağı bakterilerden, mantarlardan, kirlerden ve hatta
böceklerden korur. Ayrıca kulak içini yağlar ve temizler.
Cinsellik ve Üreme
Hala pekçok
toplumda tabu olmasına rağmen, hem ilişkiler hem de üreme için cinsellik insan
hayatının önemli bir parçasıdır. Aşağıdakiler konu ile ilgili bazı ilginç
gerçekler...
43) Her gün 120 milyon cinsel ilişki yaşanıyor. İnsanlar hızlı
çoğalan bir tür. Günde 120 milyon cinsel ilişki yaşanıyorsa, nüfus artışına
şaşırmamak lazım.
44) İnsan vücudundaki en büyük hücre, bir kadının
yumurtasıdır. İnsan vücudundaki en küçük hücre ise sperm hücresidir. Normalde
hücreler görülemeyecek kadar küçüktür ama bir yumurta hücresi, 1mm’lik çapı ile
çıplak gözle görülebilir. Sperm hücresi ise bir hücre çekirdeğinden birazcık
büyük, ama yine de çok minik bir hücredir.
45) Hamileliğin ilk üç ayında kadınların rüyada en çok
gördükleri şeyler kurbağa, kurtçuk ve saksı bitkileridir. Hamilelikte
hormon değişimine paralel olarak pek çok şey garipleşebiliyor. Rüyaların
değişmesi de bunlardan biri. En çok görülen şeyler bu yukarıdakiler ama birçok
kadın da su, doğum yapma, vahşet ya da seks ile ilgili rüyalar da görüyor.
46) Dişleriniz siz doğmadan 6 ay önce gelişmeye başlar. Dişli olarak
doğan bebek çok az ise de, dişlerin gelişimi çok erken başlıyor. 9 ila 12.
haftada dişler şekilleniyor.
47) Bütün bebeklerin gözü mavidir. Göz renginiz
anne babanızdan kalıtımsal olarak geçse de, bebekler ilk olarak mavi gözlerle
yaşama başlarlar. Bunun sebebi melanindir. Yeni doğan
bebekte melanin henüz tam olarak stoklanmadığı ve koyulaşmadığından gözler mavi
görünür. Zamanla gözler olması gereken renge dönüşür.
48) Aynı boyutta olsalardı, bir bebek bir öküz kadar güçlü
olurdu. Tabii ki bir bebek öküz arabası çekemez ama, bebek öküzün boyutlarında
olsaydı, bunu yapabilecek kadar güçlü olacaktı. Bu kadar minik olmalarına
rağmen bacakları çok kuvvetlidir, yani tekmelerine dikkat edin.
49) Her 2000 bebekten birinin doğduğunda dişi vardır. Bu diş bazen
diğerleri çıktığında düşen fazladan bir diş de olabilir, erken çıkmış normal
bir diş de olabilir.
50) Ceninin parmak izleri üçüncü ayda oluşur. Sadece 6-13
haftalıkken dahi parmak izlerinin şekli belirmeye başlar. Garip olan şey ise,
bu izlerin insanın hayatı boyunca silinmemesi ve öldükten sonra da en son yok
olan şeylerden biri olmasıdır.
51) Her insan yarım saatini tek hücre olarak geçirmiştir. Döllenmenin
gerçekleşmesi ve sperm ile yumurta hücrelerinin tek hücreyi oluşturmalarının
ardından yarım saat kadar bir süre tek hücre olarak yaşamını sürdürür. Daha
sonra hızla bölünmeye başlayarak embriyonun minik parçalarını oluşturur.
52) Erkeklerin çoğu uyku sırasında her 1-1.5 saatte bir
ereksiyon olur. Çoğu insanın beyni ve vücudu uykuda iken zannettiklerinden
çok daha aktiftir. Kan dolaşımı ve testosteron da uykuda ereksiyona sebep olur
ve bu son derece normal bir şey olup, REM uykusunun bir parçasıdır.
Duygusal
Duygularımız,
dünya ile iletişimimizi sağlayan ana elemanlardır. Duygularımız hakkında enteresan
bilgiler aşağıda.
53) Çok fazla yerseniz duyma hissiniz azalır. Çok yedikten
sonra bir konsere giderseniz, kendinize kötülük yapmış olursunuz. Duyma
eşiğinizin artmaması için, bu tür etkinliklerden önce az yemek yemeniz
faydanıza olacaktır.
54) İnsanların yaklaşık üçte biri iyi bir görüşe sahiptir. Nüfusun geri
kalan üçte ikilik kısmı da gözlük ve kontak lens kullanmak durumunda. Ayrıca,
yaş ile birlikte de görme problemleri doğal olarak artıyor.
55) Tükürüğünüz bir şeyi eritemezse o şeyin tadını
alamazsınız. Bir şeyden tat alabilmeniz için, içindeki kimyasalları
tükürük ile çözmeniz gerekir. İnanmıyorsanız bir şeyi tatmadan önce dilinizi
kurutmayı deneyin.
56) Kadınlar hem doğuştan itibaren, hem de yetişkinlikte
erkeklerden daha iyi tat alır. Araştırmalar, kadınların bir kokuyu ayrıştırmada
erkeklerden daha iyi olduğunu göstermiştir. Özellikle narenciye, vanilya,
tarçın ve kahve kokularını kadınlar daha iyi alırlar. Nüfusun şanssız bir
%2’lik kısmı ise hiç koku alamamaktadır.
57) Burnunuz 50,000 farklı kokuyu tanıyabilir. Hayvanlara göre
bu sayı daha mütevazi, örneğin bir tazının burnu insandan 1 milyon kere daha
hassas ama yine de burnumuz faydasız değil. Hala çok sayıda kokuyu
algılıyabiliyoruz ve bunları anılarımızla birleştirebiliyoruz.
58) Şiddeti az sesler bile gözbebeklerinizin büyümesine yol
açabilir. Bu yüzden cerrahlar, saatçiler ve göz ile hassas işler yapanlar çalışırken
gürültü yapılmasından hoşlanmazlar. Sesler, gözlerinin odaklanmasını
etkilediğinden işlerini aksatmalarına neden olabilir.
59) Tek yumurta ikizleri dışında herkesin kendine has ayrı
bir kokusu vardır. Bebekler annelerinin kokusunu ayırabilmektedir. Pekçok
insan da yakınlarının kokusunu ayırabilmektedir. Kokunun bir kısmı genetik, bir
kısmı ise yenilen yiyecekler ve kişisel hijyen dolayısı ile her insana özel
olarak oluşmaktadır.
En genç insandan
en yaşlısına kadar yaşlanma süreci yaşamın gerekli ve kaçınılmaz bir
parçasıdır. Bu sürecin ilgi çekici ve bazen de garip gerçekleri aşağıda.
60) Yakılan bir insan cesedinin külleri yaklaşık 4.1 kilodur.
Ağırlığımızın çok büyük bir bölümünü hücrelerimizde biriken su vermektedir.
Yakılma sonucu su ve diğer dokular yok olduğu için geriye pek bir şey kalmıyor.
61) Tırnaklar ve saçlar öldükten sonra uzamaya devam etmez. Ölülerde
uzuyormuş gibi görünseler de, aslında su kaybeden derinin geri çekilmesi ve
büzüşmesi sebebi ile böyle bir görüntü ortaya çıkmaktadır.
62) 60 yaşına gelen insanların büyük bir kısmı tat alma
duygularının yarısını kaybeder. Belki de babaannenizin aşçılığına o kadar da çok
güvenmemelisiniz. Yaşlandıkça tadı tam alabilmek için daha keskin tatlar
gerekmektedir.
63) Gözler doğumdan itibaren hep aynı boydadır ama burun ve
kulak sürekli büyümeye devam eder. Bebeklerin size kocaman gözlerle bakmasının sebebi budur
ve bu gözleri hayat boyunca aynı boyutta taşırlar. Kulak ve burun ise sürekli
büyür.
64) 60 yaşına gelen erkeklerin %60’ı, kadınların ise %40’ı
horlamaktadır. Horlayan birinin yanında yatıyorsanız gürültüsünün nasıl
olduğunu bilirsiniz. Normal bir horlama 60 dB iken, kuvvetli bir horlama 80
dB’e kadar çıkabilir. Bu da yaklaşık olarak bir beton kırıcının sesidir!
65) Bir bebeğin başı, boyunun dörtte biri iken, yetişkin
insanın başı, boyunun sekizde biridir. Anlaşılan bebekken kocaman görülen başımız çok da fazla
büyümüyor. Bacaklar ve vücut kısmı çok daha fazla uzarken, başın büyümesi
sınırlı kalıyor.
Hastalık ve
Yaralanmalar
Çoğumuz yaşamımız
boyunca pek çok kez yaralanır ve hasta oluruz. İnsan vücudunun dış dünyadan
gelen bu baskı ve tehlikelere nasıl cevap verdiği ile ilgili gerçekler aşağıda.
66) Kalp krizi geçirme riskinin en yüksek olduğu gün
Pazartesidir. Pazartesilerden nefret etmek için bir neden daha!
İskoçya’da 10 yıl süren bir araştırma sonucuna göre, diğer günlere oranla %20
daha fazla sayıda insan Pazartesi günleri kalp krizi geçirip ölüyor.
Araştırmacıların teorisine göre hafta sonu dağıtıp Pazartesi iş stresine geri
dönmek gerginliği arttırıyormuş.
67) İnsanlar gıdasız kalmaya uykusuz kalmaya dayandıklarından
daha fazla dayanabiliyor. Aç kalmak yerine gece uykusuz kalmayı tercih
edebilirsiniz ama bu sadece kısa vadede geçerli. Ortalama bir insan, su
içebilirse, vücudundaki yağ ve diğer faktörlere bağlı olarak 1 ay ila 2 ay
arası hayatta kalabilir. Uykusuz kalan kişiler ise sadece birkaç gece
uykusuzluktan sonra şiddetli kişilik sorunları ve psikolojik problemler ile
karşı karşıya kalıyor. Bugüne kadar kayıt edilmiş en uzun uykusuzluk süresi 11
gün ve bu denek sürenin sonunda halüsilasyon görmeye, konuşurken sözcükleri
karıştırmaya ve sık sık yaptığı şeyi unutmaya başlamıştır.
68) Basit, orta derecede bir güneş yanığı dahi damarlara
oldukça fazla zarar verir. Ne kadar fazla? Araştırmalara göre damarların normale
dönmesi 4 ila 15 ay sürüyor. Koruma sürmeden güneşe çıkarken tekrar düşünün.
69) Hastalıkların %90’ından fazlası stres yüzünden oluşur ya
da stres ile hızlanır. Stresli bir işte çalışıyorsanız, bu iş sizin canınızı
sıkmaktan fazlasına mal olabilir. Stres, depresyon, yüksek tansiyon ve kalp
rahatsızlığı riskini arttırmaktadır.
70) İnsan başı vücudundan ayrılırsa 15-20 saniye kadar bilinç
açık kalmaktadır. Düşünmesi bile korkunç olsa da, kafanın içindeki kan
miktarı, kafa kesildikten sonra birkaç saniye de olsa bilincin sürmesine
yeterlidir. Bu konuda oldukça çelişkili raporlar bulunuyor.
Kaslar ve Kemikler
Kaslar ve
kemikler vücudumuzun çatısını oluşturur ve zıplarken, koşarken ya da sadece
uzanırken bile çalışırlar. Onlarla ilgi bazı gerçekler aşağıda.
71) Gülümsemek için 17, kaşları çatmak için 43 kas çalışır. Yani gülümsemek
hepimiz için daha uygun bir seçim. Kaş çatma, şaşı bakma gibi hareketleri uzun
süre yapanlar, bunun yüzü ne kadar yorduğunu bilirler. Bu yüzden en iyisi ruh
halinizi iyileştirmek.
72) Bebekler 300 kemik ile doğar ama yetişkinlerde kemik
sayısı 206’dır. Bunun sebebi, bebeklerdeki kemiklerin bir kısmının,
örneğin kafatasının daha küçük parçalardan oluşmasıdır. Bu yapı, bebeğin doğum
kanalından geçişini de kolaylaştırır. Çocuklar büyüdükçe kemikler birleşip
sertleşir.
73) Sabahları boyumuz akşamki boyumuza göre 1 cm kadar daha
uzundur. Kemikler arasındaki kıkırdak ayakta durma, oturma ve diğer günlük aktivitelerde
bir miktar sıkışır ve gün sonunda bizi birazcık daha kısa yapar.
74) İnsan vücudundaki en güçlü kas dildir. Diliniz ile
halter kaldıramazsınız ama boyutuna göre kuvveti en yüksek olan kas odur.
Aslında düşündüğünüzde gün boyunca yemek yerken ve konuşurken dilinizin ne çok
çalıştığını anlarsınız.
75) Vücuttaki en sert kemik çene kemiğidir. Çene kemiği,
vücuttaki en dayanıklı ve zor kırılan kemiklerden biridir.
76) Tek bir adım atmak için 200 kas kullanılır. Kas gruplarını
nasıl kullandığınıza da bağlı olarak, asım atmak için 200 civarında kası
kullanırsınız. Günde 10,000 civarında adım attığımız düşünülürse bu çok büyük
bir rakam.
77) Dişler, vücudun kendi kendini tamir edemeyen tek
parçasıdır. Dişinizi kırdıysanız bunun nasıl bir şey olduğunu bilirsiniz. Dişin dış
katmanı olan mine kısmı yaşayan bir doku olmadığı için, tamirini yapmak
dişçinize kalır.
78) Geliştirdiğiniz bir kas grubunun eski haline dönmesi iki
kat fazla zaman alır. Tabii bunu tembeller için bir motivasyona çevirmemek
lazım. Kasları geliştirmek aslında nispeten kolay bir iştir ve bu da koltuktan
popomuzu kaldırıp hareket etmek için motivasyon olmalıdır.
79) Kemikler bazı çeliklerden daha sağlamdır. Kemik ile çeliği
kıramazsınız elbette, çünkü çelik çok daha yoğundur. Kemiğin gerilme gücü
20,000 psi, çeliğin gerilme gücü ise çok daha yüksek olup 70,000 psi’dır. Ancak
çelik, kemikten çok daha ağırdır. Bu nedenle, eşit ağırlıkta alındıklarında
kemik daha kuvvetlidir.
80) Ayaklarınızdaki kemik sayısı, tüm vücudunuzdaki kemik
sayınızın dörtte biridir. Ayaklarınızda bu kadar çok kemik olacağı aklınıza
gelmemiştir muhtemelen. Vücuttaki 206 kemikten 52 tanesi ayaklarınızdadır.
Mikroskopik Seviye
Vücudumuzda olan
şeylerin çoğu, çıplak gözle göremeyeceğimiz oranda küçük işlemlerle
gerçekleşir. Aşağıdakilere bakılırsa, belki de öyle olması daha iyi.
81) Derinizin her 2.5 santimlik kısmında yaklaşık 32 milyon
bakteri vardır. Hijyene çok meraklı olsanız da bu konuda fazla
endişelenmeniz gerekmez, çünkü bu bakterilerin çok büyük çoğunluğu zararsız ve
hatta vücut sağlığı için faydalıdır.
82) Derinizin tüm hücreleri her 27 günde bir yenilenir. Deri, iç
organlarımızı korur ve bu görevi yaparken kurur, parça parça dökülür. Yani geçen
ayki deriniz kütüphanenizde ya da koltuğunuzun altında toz parçası olarak bir
yerlerde duruyor.
83) Her bir dakikada vücudunuzda 300 milyon hücre ölüyor. Çok büyük bir
rakam gibi görünse de, bu rakam vücuttaki tüm hücre sayısının çok küçük bir
bölümü. Tüm vücuttaki hücre sayısının 10 ila 50 trilyon arasında olduğu tahmin
ediliyor, bu nedenle birkaç yüz milyoncuk kayıp çok da büyük değil.
84) Her saatte derimizden 600,000 parça dökülür. Deriniz
kurumadıkça ya da güneş yanığınız olmadıkça deriniz pek aklınıza gelmez ama
sürekli kendini yenilemekte ve ölü hücrelerden kurtulmakta.
85) Yetişkin bir insanın vücudu günde 300 milyar yeni hücre
üretir. Vücudunuz sadece organları çalıştırmak ve hareket etmek için değil,
sürekli kendini yenilemek ve tamir etmek için de enerjiye ihtiyaç duymaktadır.
86) Her insanın dil izi de benzersizdir. Suç
işleyecekseniz, arkada dil izi bırakmayın! Her insanın dili diğerinden
farklıdır ve parmak izi gibi benzersizdir.
87) Vücudunuzda 8 cm’lik bir çivi yapabilecek kadar demir
vardır. Kanınızı bir şekilde tatdıysanız hafif bir metalik tat farketmişsinizdir.
Kandaki yüksek seviyedeki demir buna yol açmaktadır. Bu demiri vücuttan
alırsanız, küçük bir çivi yaparsınız ama kuvvetli de bir kansızlığa yol
açarsınız.
88) En çok bulunan kan grubu 0’dır. A ve B grubuna
da kan verebildiği için kan bankaları tarafından da aranan bir kan grubudur. En
az bulunan kan grubu ise A-H ya da (bulunduğu yer dolayısı ile Bombay kanı
denilen) grup olup, bu grup kana sahip insan sayısı 100’den azdır.
89) İnsan dudaklarına kırmızı rengi, derinin hemen altındaki
çok sayıda kılcal damar vermektedir. Bahsedilen kılcal damarlardaki kanın oksijen oranı
genelde yüksek olduğundan, rengi canlı bir kırmızıdır. Bu, bir insanın kansız
kalınca ya da çok kan kaybedince dudaklarının neden soluklaştığını da açıklar.
Soğuk havada dudakların maviye dönmesi de bu sebeptendir. Soğukta bu kılcal
damarlar büzüşür, kan oksijeninden kaybeder ve rengi koyulaşır.
Çeşitli
90) Ne kadar soğuk bir odada uyursanız, kötü bir rüya görme
olasılığınız o oranda artar. Bunun neden böyle olduğu bilim adamlarınca tam olarak
açıklanamamıştır ama kabus görüyorsanız kendinizi biraz sıcak tutma isteği
yüzünden olabilir.
91) Gözyaşı ve sümükte bakterilerin hücre duvarlarını bozan
bir enzim (lysozyme) vardır. Bu yararımızadır, çünkü burnunuzu ve
boğazınızı kaplayan sümük ve gözyaşınız bakterilerin bu bölgeye girerek
enfeksiyona yol açmalarının önüne geçer.
92) Vücudunuz 30 dakikada 1.9 litre suyu kaynatabilecek kadar
ısı üretir. Matrix filmini seyrettiyseniz, insan vücudunun
üretebileceği enerjiyi görmüşsünüzdür. Vücudumuzu sürekli 37 derece civarında
tutmak için vücudumuzun ürettiği kaloriler ile su kaynatılabilir hatta makarna
bile pişirilir!
93) Korktuğunuzda kulaklarınız daha fazla kir üretir. Korktuğunuz
zaman üretilen kimyasallar ve hormonlar vücudunuzda bu kulak kiri örneği gibi
görünmez faaliyetlere yol açabilir. Çalışmalar, korku durumunda kulağın bu
yapışkan maddeden daha fazla ürettiğini ortaya çıkarmıştır ama bunun nedeni
bilinmemektedir.
94) Kendi kendiniz gıdıklamanız mümkün değildir. En çok
gıdıklananlarımız bile kendilerini gıdıklama yeteneğinden yoksundur. Bunun
sebebi, beyninizin parmaklarınızın hareketini kontrol ederken gıdıklama
isteğini tahmin etmesidir. Beyniniz gıdıklamanın nereden geleceğini bildiği
için başkasının gıdıklaması durumunda vereceği tepkiyi vermemektedir.
95) Kollarınızı iki yana açtığınızdaki genişlik vücudunuzun
boyu kadardır. Çok milimetrik olmasa da, kol açıklığınız ile boyunuz
birbirine çok yakındır.
96) Sadece insanlar duygusal gözyaşı döker. Hayvanlar
dünyasında böyle bir şey yoktur. Sadece insanlar kötü bir gün geçirdiklerinde,
birini kaybettiklerinde ya da yalnızca kötü hissettiklerinde gözyaşı döker.
97) Sağlak insanlar solaklardan ortalama olarak 9 yıl daha fazla
yaşamaktadır. Bunun genetik ya da başka bir faktörle ilgisi yok.
Muhtemelen günlük hayatımızda kullandığımız araç ve makinaların genelde sağ el
ile kullanıma yönelik tasarlanaması, solaklar için daha fazla tehlike arz
ederek kaza ve ölüm oranını yükseltiyor.
98) Kadınlar erkeklere göre vücut yağını daha yavaş yakarlar
(günde 50 kalori daha az). Çoğu erkek yağı daha kolay yakar. Kadınlar, doğurganlık
özelliği yüzünden vücutta daha fazla yağ bulundururlar ve bu fazla yağı
yakmaları daha zordur.
99) Koalalar ve primatların da parmak izleri benzersizdir. İnsanlar,
maymunlar ve koalaların parmak izleri her bireyde farklıdır. Klonlanan
primatların dahi parmak izinin değiştiği görülmüştür.
100) Burun ile üst
dudağın arasında ortadaki girintili bölgenin bir adı vardır. Bu kısma
Philtrum denir. Bilim adamları bu girintinin herhangi bir amacı olup olmadığını
bulamamıştır. Eski Yunanlılar ise bu bölgenin vücudun en erojen bölgelerinden
biri olduğuna inanırlardı.
İnsan Vücudu İle İlgili 100 İlginç Gerçek
Reviewed by Fırat Tarman
on
Kasım 26, 2013
Rating:
Ilginç harika bilgiler
YanıtlaSilmukemmel bilmediyimiz pek cok seylr bazi olan gerceklere sasirdimd ogrusu
YanıtlaSilHapşırma esnasında kalp durduğu için gözü açmak pekte mümkün değil
YanıtlaSilÇok inanılan bu durum da aslında bir şehir efsanesi, gerçek değil.
Silaçarsın ama gözün fırlar
SilDeneyelim, görelim :)
SilBiz 14 yaşındaki 4 arkadaş bir bilim dergisi hazırlıyoruz dergimizde sizin bu yazınıza da yer vermek istiyoruz, yazının size ait olduğunu belirterek tabiki :D
YanıtlaSilKaynak gösterdikten sonra seve seve :) İlginize teşekkürler...
SilSuper olmuş
YanıtlaSilSüper süper, şaşırdım, bilgilendim, eğlendim.Ellerinize sağlık.
YanıtlaSilHep aklımda bulunmasını istiycegim bilgiler süper işalah hiç unutmam bunları çogu kişinin bilmedigi şeyler sınavda çıksa yaprım ama bildigim birkaçtane şey vardı burda mesela kolarımızı açtıgımızda vucudumzkadar uzun olması aslında birkaç santim kısa bir ara ülçdüydüm ben tam eşit degil o bilgi yanlış söyliyim size
YanıtlaSilSıkılmadan hepsini okudum
YanıtlaSilHarika tek kelimeyle mükemmel,acaip elinize emeğinize sağlik..
YanıtlaSilTeşekkürler
SilÇok güzel bilgilendirdiniz teşekkürler
YanıtlaSilBir yarışma için güzel fikirler edinmeme yardimci oldunuz çok tşk inşallah geliştirerek güzel bişeyler ortaya koyarim
YanıtlaSilHay siz çok yaşayın
YanıtlaSilgüzel
YanıtlaSilpeki :)
SilGuzelnis
YanıtlaSilKeyifli anlatımınız için teşekkürler sıkılmadan okuduğum Ender anlatımlardan biri
YanıtlaSilAnlatımınız çok keyifli oldu teşekkürler
YanıtlaSilÇokteşekkür ediyorum bu bilgileri aktaran insana. Hakikaten istifade ettim. Emeğine sağlık. Sevgiler saygılar
YanıtlaSilTeşekkür ederim
Silharika ve bol bol okulda sosyal bilgiler dersi için ( kaynak göstererek ) kullanmak istiyoruz izninizle
YanıtlaSilElbette. Teşekkürler.
SilHarikulade.Merak ettiğim her şey var.Emeginize sağlık.
YanıtlaSilHersey doğru da. Birtek şeyi unutmussunuz. Gözler yalan soylemez
YanıtlaSilSimdi insan vücuduna daha çok saygı duyuyorum ..
YanıtlaSil