5G Nedir? Zararlı mı? Koronavirüs ile 5G bağlantılı mı?


5G Nedir?
Mobil teknoloji üretenler, her beş on yılda bir daha fazla veriyi daha hızlı iletebilen yeni bir hücresel iletişim standardı sunuyor. Şu anda geliştirilmekte olan “5G” adı verilen teknoloji de, bir sonraki aşama. Yani radyo dalgaları üzerinden veri kodlamak ve iletmek için bu standartların beşinci büyük nesli.

Bu teknolojileri bir hatırlayalım.

Öncelikle "G"nin ne olduğunu açıklayayım. "G", İngilizce "Generation" kelimesinin baş harfi. Türkçeye "nesil" olarak çevirebiliriz. Yani önce 1. nesil telefonlar piyasaya çıktı. Çeşitli teknolojik gelişmeler devreye girdikçe 2G, 3G... olarak devam ettiler. Sayı büyüdükçe, altındaki teknoloji karmaşıklaştı.

1G ile başlayalım. Adından da anlaşılabileceği gibi, bunlar ilk üretilen, birinci nesil cep telefonları. Şu anda kullandığımız cep telefonları ile pek alakası olmayan bir nesil bu. Sonraki nesillerin hepsi sayısal (dijital) olmasına rağmen, bu nesil analog alıcı ve vericiler kullanıyordu. Yaşı yetenler hatırlar, özellikle 90'ların başlarında "araç telefonu" olarak kullanılan bu sistemlerin "taşınabilir" telefonları ağır ve kocaman bir çanta şeklindeydi. Vericiden uzaklaştıkça parazit ve konuşma zorluğu sorunları yaşanırdı. Modern cep telefonlarımızda dahi hala bazen kapsama alanından şikayet ediyorken, bu analog sistemin tüm Türkiye'yi o eski zamanlarda kapsadığını da belirtmek isterim.

2G, şu anda kullandığımız cep telefonu teknolojisinin ilk sürümüdür desek yanlış olmaz. Analog sistemden farklı olarak konuşmalar sayısal hale getirilip, dar bantlı bir alıcı-verici sistemi ile taşınıyor. Bu sayede parazit sorunu yaşanmadığı gibi, veri taşımak da daha kolay hale getiriliyor. O zamanki telefon işlemcilerinin başa çıkamadığı veri taşıma hızları, işlemcilerin de gelişmesi ile sonraki nesillerde kademeli olarak artmıştır.

3G, hepimizi taşınabilir cihazlar üzerinden internete girme, görüntülü arama, video izleme gibi faaliyetler ile tanıştıran nesil bir yerde. Aslında 2G'den 3G'ye geçmeden hemen önce veri iletişimi için GPRS (General Pocket Radio Service) kullanıldı ve bu geçiş döneminde o teknolojiye de 2.5G ismi verilmişti. Hatta daha sonra çıkan EDGE (Enhanced Data rates for GSM Evolution) teknolojisi 2.75G olarak anılmaktaydı.

3G ile iletişim hızı 2 MBPS'e kadar çıkabiliyordu. Bu hızlar sayesinde cep telefonlarımızda anlamlı bir internet deneyimi yaşamaya başladık. Bu nesil de oldukça geliştirildi ve başta 2 MBPS'e kadar çıkabilen sistemler 14-15 MBPS'e kadar hızlandı. Tabii bu ara teknolojiler de 3.5G, 3.75G şeklinde adlandırılmaktan kurtulamadılar.

4G ya da 4. nesil mobil ağlar ise 3G'nin çok üzerinde hızlar sunuyordu. 100 MBPS ile 1 GBPS arası hızlar (LTE ve LTE Advanced teknolojileri için), mobil cihazları başka bir platforma çekti.

5G'ye neler kaldı peki? 4G'ye kadar tüm nesiller sürekli veri hızını arttırdı ve 1 GBPS'a kadar ulaştırdı. 5G'de de hız artışı olacak elbette. 1 GBPS ila 10 GBPS arası hızlar 5G ile mümkün olacak. Ayrıca 4G'den hız dışında da önemli farkları olacak. Örneğin, aynı baz istasyonuna çok daha fazla sayıda cihaz bağlanabilecek, veri iletişimi daha verimli yapılacak, kapsama alanları genişleyecek, pil verimleri ve dayanma süreleri artacak, iletişim güvenliği artacak.

Bahsedilen hızlara ulaşabilmek için doğal olarak verici frekanslarının da arttırılması gerekiyor. 5G'nin alt bantları, bir önceki 4G cihazların frekanslarında iken, üst bantlar 24 GHz'den 72 GHz'e kadar uzanacak. Ancak frekans yükseldikçe sinyallerin duvarlardan, camlardan vb. geçmesi zorlaşıp, menzilleri azalıyor. Bu yüzden frekans seçimlerinde pek çok faktör göz önüne alınacaktır.

5G Frekansları Zararlı mı?
5G ile ilgili komplo teorilerinde en çok bu frekans yüksekliği dile getiriliyor. Konu hakkında bilgisi olmayan insanlara, bu dalgaların oksijeni azalttığı gibi gerçekle ilgisi olmayan bilgiler empoze edilmeye çalışılıyor.

Elektromanyetik alanlar, cep telefonları ve sağlık hakkında Kaan Öztürk'ün harika yazısını okumanızı öneririm. Konu ile ilgili son derece iyi bir kaynak.

Kaan Öztürk'ten alıntılıyalım;

"Sağlık tartışmalarında EM radyasyon ikiye ayrılır: İyonize edici olan ve olmayan. Birinci gruptakiler, morötesi ve daha yüksek frekansa (dolayısıyla enerjiye) sahip olanlardır. İkinci gruptakiler ise düşük frekanstaki radyo, mikrodalga vb. tipleridir.

İyonize etmek, bir molekülden bir elektronu koparmak demektir. Atomlar arası bağlar elektronlarla oluşturulduğu için, bir elektronun kopması molekülün kırılmasına bile sebep olabilir. Elektronu koparabilmek için gereken enerji, ancak morötesi veya daha yüksek frekanslardaki fotonlarda bulunur.

İyonize etme-etmeme ayrımının sağlıkla, özellikle kanserle ilgisi var. Kanserin temel sebebi, bir hücrenin büyümesini kontrol eden genlerin mutasyona uğrayıp işlemez hale gelmesi, böylece hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıdır. İyonize edici radyasyon bunu iki şekilde yapar: ya doğrudan doğruya DNA’ya çarparak kırılmasına sebep olur, ya da suyu veya organik molekülleri iyonlaştırarak serbest radikaller (aşırı aktif moleküller) yaratır, bunlar da DNA’ya zarar verebilir. Radyo dalgaları, mikrodalga, görünür ışık gibi radyasyon tipleri bu etkilere yol açamaz, çünkü enerjileri elektron koparmaya, iyonlaştırmaya yetmez. Bu yüzden kansere yol açmaları mümkün gözükmüyor. Fakat yeterince şiddetli olduklarında dokunun ısınmasına sebep olabilirler.

Soruyu biraz açalım: Şu anda iletişimimiz yaygın şekilde EM radyasyona dayalı. Yüz yıldan beri telsiz, radyo, TV, uydu sinyalleri, cep telefonları, WiFi teknolojilerinde kullanılan EM dalgalar içinde yüzüyoruz. Bu frekanslarda bir tek foton iyonize edici olmayabilir, ama milyonlarca foton birden yağsa üstümüze, hep beraber “yüklenerek” bu eşiği aşamazlar mı? Daha somut olalım: Yakınımızdaki bir baz istasyonundan gelen güçlü sinyal, sırf şiddeti nedeniyle molekül bağını kıramaz mı, dolayısıyla kanserojen olamaz mı?

Bunların cevabı da hayır. Sebebi ise kuantum mekaniği.

Belli bir enerjiyle bağlı olan bir elektronu koparmak için en az o bağ enerjisi kadar enerjiye sahip bir foton göndermeliyiz. Daha az enerjili bir foton bu elektronla hiç bir etkileşmede bulunmadan geçer gider. Sinyalin güçlü olması, çok sayıda foton demektir. Fotonların enerjileri aynıdır, çünkü enerji sadece frekansa bağlıdır. Belli bir kimyasal bağı bir tek foton koparamıyorsa, aynı enerjideki bir trilyon foton da koparamaz."

Kaan Öztürk'ün son paragrafı ile ilgili şöyle bir örnek verebiliriz;

İstanbul Boğazı'nın en dar yerinde bile olsanız kol gücü ile karşı kıyıya bir taş atmanız imkansızdır. Bunu bir milyon kere de deneseniz, ya da aynı anda bir milyon kişi birer taş atsa da sonuç değişmez. Yukarıda bahsedilen fotonun elektronu koparması da benzer şekilde imkansız.

Çok daha fazla detayı ilgili yazıda bulabilirsiniz. Ayrıca yine Kaan Öztürk'ün "5G Paniği" yazısına da göz atabilirsiniz.

Tabloda görüldüğü gibi, 5G iyonize radyasyon bölgesinde yer almıyor
Peki 5G komplo teorileri neden çoğalıyor?
Koronavirüs salgını ilerledikçe ve pek çok hükümet yeterince doyurucu açıklama yapmakta geciktikçe komplo teorileri de ivme kazandı. Salgın gibi tüm insanların ilgisini çeken olağanüstü durumlarda bu tür komplo teorileri de belki de salgından daha hızlı yayılıyor. Hatırlayın, sadece 5G komplo teorisi değil, ilaç şirketleri komplo teorisi, virüsün yapay üretildiği teorisi, Bill Gates ya da Georges Soros'un sponsorluğunda oluşturulduğu teorisi ve diğerleri. Tarihte de böyle olmuş. Örneğin geçen yüzyılın başlarında (1918) Amerika'daki grip salgınında virüsün Alman denizaltıları tarafından yayıldığı söylentisi yayılmış.

İnsanlar neden komplo teorilerine inanıyor ve neden komplo teorileri bu kadar rağbet görüyor? Bu inançların temelinde hükümetlere ve sağlık örgütlerine karşı genel bir güvensizlik yatıyor.İnsanlar özellikle kriz zamanlarında bu alternatif açıklamalara daha bir meyilli oluyorlar.

Diğer bazı komplo teorilerinde olduğu gibi (chemtrails, düz Dünya, aşı karşıtlığı vb.), komplo teorisyenleri kendilerini gerçeği arayan, derin devlet ya da dev organizasyonlar tarafından sıradan insanların inandırıldığı yalanlara inanmayan, birileri konuşturulmadığı için onların sözcüsü olmaya soyunmuş kahramanlar olarak tanıtmaya çalışıyorlar.

Bütün bunların yanı sıra, önüne gelen her bilgiyi teyit etmeden, kaynaklarını araştırmadan tümWhatsApp ve Facebook gruplarına gönderenler de bilerek ya da bilmeyerek bu komplo teorilerinin yayılmasına hizmet ediyorlar.

İddialar neler?
5G ile ilgili komplo teorileri iki ayrı görüşte yoğunlaşıyor;

İlk iddiaya göre 5G bağışıklık sistemini baskılayabilir, böylece insanları virüse yakalanmaya daha elverişli hale getirir.

5G'nin bağışıklık sistemine zarar vererek, bağışıklığı zayıflamış bireyleri hastalığa karşı korumasız hale getirdiği iddiası, 5G'ye maruz kalan herkesin bağışıklığının zayıflayacağı anlamına gelir. Ancak 5G'nin bağışıklık sistemini zayıflattığı iddiasını destekleyen hiçbir kanıt yoktur. Aslında, 5G'nin insanların sağlığını olumsuz etkilediği iddiasını destekleyen kanıt da yok gibi.

IEEE tarafından 2005 yılında yayınlanan bir makaleye göre, 5G iletimi için yaygın olarak kullanılan radyo frekanslarının kablosuz cihazların ürettiği ısı dışında “olumsuz sağlık etkisi” yok. Bu ısı etkisi de, kullandığımız cihazların güç skalasına bakıldığında zarar verici boyutta değil. Bu sonuca, radyo frekanslarının biyolojik etkileri üzerine 1300'den fazla hakemli çalışmanın ardından varılmış.

İkinci iddiaya göre ise, virüs bir şekilde 5G teknolojisi kullanarak bulaşıyor. Buna kaynak olarak da Wuhan'ın Çin'de 5G'yi kullanmaya başlayan şehir olması gösteriliyor. Koronavirüsün Wuhan'dan kaynaklandığı konusu ile birleştirilerek 5G ile paralellik kuruluyor. Korelasyon, sebebi göstermez. Wuhan, 5G'yi kullanmaya başlayan 16 şehirden biriydi. Diğer şehirlerden hiçbiri anormal derecede yüksek virüs vakası bildirmemiştir.

COVID19'un 5G cep telefonu sinyallerinden kaynaklandığı fikri tamamen saçma. Virüsler, bir protein ve yağ tabakasına sarılmış genetik materyalden yapılmış mekanizmalar. Metabolizmaları yoktur ve enfeksiyona neden olmadan çoğalamazlar. Koronavirüs, insan akciğerlerindeki hücrelerde çoğalıp onlara zarar veriyor ve aynı zamanda zararlı bir bağışıklık reaksiyonuna neden oluyor. 5G radyo sinyalleri, cep telefonları tarafından zaten kullanılanlara çok benzeyen elektromanyetik dalgalar. Virüslerin mekanizmaları üzerine bir etkileri yok.

Facebook ve YouTube gibi mecralarda yayınlanan yalan yanlış metinler ve videolar bu komplo teorilerinin yaygınlaşmasına neden oluyor. Genelde 2000 yılında Dr. Bill P. Curry tarafından yayınlanan ve 5G frekanslarının sağlığa ciddi zararları olduğu iddia edilen bir makaleyi dayanak gösteriyorlar. Ancak bu makale daha sonra başka çalışmalar ile yalanlanmış.

Yukarıda belirtildiği gibi, iyonlaştırıcı olmayan radyasyona aşırı maruz kalmanın tek olumsuz yan etkisi ısı artışı. Isıyla ilgili etkilere karşı korunmak için, FCC ve diğer norm düzenleyici kurumlar kablosuz cihazların ne kadar enerji yayabileceğine ilişkin sınırlar belirliyorlar.

Cep telefonu kullanımının kansere veya diğer sağlık sorunlarına yol açtığını gösteren kesin bir kanıt yok. En çok dile getirilen bir kuşku, Dünya Sağlık Örgütü'nün Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı'nın cep telefonlarını 2011'de "muhtemelen kanserojen" olarak sınıflandırması. Ancak burada bahsedilmeyen bir durum var. Aynı sınıflandırmada, cep telefonu ile aynı oranda kanserojen olma ihtimali olan kategoride gıdalar olarak kahve ve turşudan da bahsediliyor. Bu sınıflandırma 2002'den kalma. “İyonlaştırıcı olmayan radyasyonun biyolojik etkileri ve tıbbi uygulamaları" alanında son 30 yılda yaklaşık 25.000 makale yayınlanmış. Bu makalelere dayanarak, Dünya Sağlık Örgütü mevcut kanıtların, düşük seviyeli elektromanyetik alanlara maruz kalmanın herhangi bir sağlık sorununa yol açtığını göstermediğini düşünüyor. Yine de açık kapı bırakarak, biyolojik etkiler hakkında bazı bilgi boşlukları olduğu da kabul ediliyor.

Onbinlerce araştırma içinde bir kaç tane kötü tasarlanmış ya da yanlış çıkarım yapılmış makaleler de mevcut. Komplo teorisyenleri bunları özellikle seçerek görüşlerini kuvvetlendirmeye çalışıyorlar.

Enteresan bir istatistik de var. Cep telefonunun beyin tümörüne yol açtığı hep iddia edilir. Amerikan Ulusal Kanser Enstitüsü tarafından yayınlanan istatistiklere göre, ABD'deki beyin kanseri oranı 1992 - 2016 arasında düşmüş bile. Bu yıllar aslında cep telefonu kullanımının patladığı yıllar.

Ne yapmalı? Çok endişelenmeli miyiz?
Bence hayır. Komplo teorisyenlerini boşverin. Her ülkede, hem elektromanyetik dalgaların yayılımını düzenleyen kurumlar var, hem de sürekli olarak sağlık endişeleri konusunda yüzlerce, binlerce bilim adamı çalışmalarını sürdürüyor. Zararlı bir şeyler varsa, bunu da bilim adamları ortaya çıkaracak, YouTube videoları değil.

Komplo teorisyenleri, aslında halk sağlığı tehlikesi. Örneğin aşı karşıtları yüzünden bir sürü çocuk sağlık riskleri ile karşı karşıya kalıyor. Cehaletleri ile başkalarını da türlü risklerle karşı karşıya bırakıyorlar. Bunlara çanak tutan ünlüler ya da sosyal medya fenomenleri de aynı suça ortak oluyorlar. Uzmanları dinlemek en doğrusu.

KAYNAKLAR
* What is 5G? The next generation of wireless, explained / The Conversation
* 2G, 3G, 4G ne demek? Peki 4.5G Nereden Çıktı? / Teknomani
* 10 soruda elektromanyetik alanlar, cep telefonları ve sağlık / Yalansavar
* 5G Paniği / Birgün - Kaan Öztürk
* There’s no evidence 5G is going to harm our health, so let’s stop worrying about it / The Conversation
* 5G / Wikipedia
* Why Pandemics Are the Perfect Environment for Conspiracy Theories to Flourish / snopes.com
*  5G Conspiracy Theories Prosper During the Coronavirus Pandemic / snopes.com
*  Coronavirus: Scientists brand 5G claims 'complete rubbish' / bbc.co.uk
* Social media conspiracies blame coronavirus on 5G internet / thenextweb.com
* Safe for generations to come / NCBI
* Worried About 5G’s Health Effects? Don’t Be / Wired
* Expert reaction to people who think 5G causes coronavirus / Science Media Centre

İleri Okuma (İngilizce sayfalar)
* ICNIRP (INTERNATIONAL COMMISSION ON NON-IONIZING RADIATION PROTECTION) GUIDELINES FOR LIMITING EXPOSURE TO ELECTROMAGNETIC FIELDS (100 KHZ TO 300GHZ)
* RF Safety FAQ - FCC
* Wireless Devices and Health Concerns - FCC
* The Science Of Why 5G Is (Almost) Certainly Safe For Humans - Forbes
* Will 5G Be Bad for Our Health? - IEEE Spectrum
* How Worried Should You Be About the Health Risks of 5G? - How-to Geek
5G Nedir? Zararlı mı? Koronavirüs ile 5G bağlantılı mı? 5G Nedir? Zararlı mı? Koronavirüs ile 5G bağlantılı mı? Reviewed by Fırat Tarman on Nisan 22, 2020 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.