Dünyanın En Garip Havaalanları
Havaalanı yapmak çok ciddi ön çalışmalar gerektiren bir iştir. İdeal yerleşim yerini bulmak için arsanın yeri, konumu, çevrede esen rüzgarlar, çevredeki binalar gibi yüzlerce faktörü göz önüne almak gerekir. Bazen yer olmamasından, bazen de iyi düşünülmemiş faktörlerden doğan garip havaalanlarından bir demet aşağıda...
Tehlike ya da acaiplik sırası ile değil, harf sırası ile...
Barra Havaalanı – Barra - İskoçya
İskoçya’daki bu havaalanının en garip özelliği,
uçakların piste değil, kumun üzerine iniş yapıyor olması. Yılda 2000 uçak bu
alana iniş kalkış yapıyor. Uçuşların aynı zamanda denizin gel-gitlerine göre de
ayarlanması gerekli. Kuma iniş yapan uçaklara gereken fazladan bakımlar da
cabası.
Cebelitarık Havaalanı – Cebelitarık (İngiliz Toprağı)
İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz üssü olarak
açılan ve hala da aynı şekilde hizmet veren bu havaalanı, aynı zamanda ticari
uçuşlara da açık. Başka hiçbir havaalanında olmayan bir gariplik ise, iniş
pistini Cebelitarık’ın en işlek caddesi olan Winston Churchill caddesinin
kesmesi. Uçaklar iniş/kalkış yapacağı zaman cadde trafiğe kapatılıyor. Geniş
bir düz alanın bulunmadığı bu bölgede başka bir çare bulunamamış.
Congonhas Havaalanı – São Paulo – Brezilya
1936’da inşa edilen bu havaalanının en önemli özelliği,
şehir merkezine sadece 7 km uzaklıkta olması. Bunun sebebi, şehrin havaalanı
yapıldıktan sonra çevresinde gelişmesi.
Havaalanının şehrin bu kadar içinde olması, hem
pilotlar, hem de hava trafik kontrolörleri için ciddi bir stres kaynağı.
Uçakların gürültüsünü mümkün olduğu kadar azaltmak için yaptırılan zor iniş
manevraları ve zor iniş rotaları bu zorlukların başlıca sebebi. Neyse ki,
şehrin modern ve yüksek binaları uçakların iniş ve kalkış rotası üzerinde
değil.
Copalis State Havaalanı
- Grays HarborCounty – Amerika Birleşik Devletleri
Bu “havaalanı”, 1,372 metrelik bir sahil bandından
oluşuyor. Havaalanı Copalis Nehrinin denize döküldüğü ağızda bulunuyor. “Pist”in
iki ucunda yansıtıcı ışıklar pilotların yolu bulmasını sağlıyor. Bölge gelgit
alanı olduğu için, iniş sadece denizin çekildiği zamanlarda mümkün. Pilotlara
inmeden önce sahilin üzerinde bir tur atmaları ve kumda engebe olup olmadığına
bakmaları tavsiye ediliyor. Ayrıca daha koyu renkli ve sert olan ıslak kuma
inilmesi, açık renkli olan ve yumuşak daha kuru kuma da dikkat edilmesi
gerekli. “Havaalanı” denizin yükseldiği zamanlarda kullanılamaz hale geliyor.
Eğer bu havaalanına indiyseniz, uçağınızı gelgit çizgisinin yukarısında bir
yere park etmeniz lazım, aksi halde deniz yükseldiğinde uçağı da alıp
götürebilir!
Courchevel Uluslararası Havaalanı – Courchevel – Fransa
Bu havaalanı Fransız Alplerindeki Courchevel kayak
merkezi’ne ulaşımı sağlıyor. Pistin uzunluğu sadece 518 metre ama asıl sürpriz,
pistin 18.5 derece eğimli olması. Uçaklar havalanırken yokuş aşağı, inerken
yokuş yukarı olarak pisti kullanıyorlar. Eğim o kadar fazla ki, küçük bir uçağı
kendi haline bıraksanız pistin sonunda havalanma hızına ulaşabilir. Bu
havaalanına iniş ise özel sertifika gerektirecek kadar zor ve tehlikeli.
Denver Uluslararası Havaalanı – Denver – Amerika
Birleşik Devletleri
Denver Havaalanı, 140 kilometrekarelik alanı ile
Amerika’nın en büyük, dünyanın ise ikinci büyük havaalanı. 1995’te açılan havaalanının 6 pisti var.
Pistlerden biri 4,877 metrelik uzunluğu ile Airbus 380’in dahi rahatlıkla
inebileceği kadar uzun. Bir diğer değişik özellik ise 9,200 panelden oluşan
güneş santrali. Yılda 3.5 milyon kilowatt-saat enerji üreten bu güneş santrali,
havaalanının enerji ihtiyacının %6’sını karşılıyor.
Don Mueang Uluslararası Havaalanı – Bangkok – Tayland
Aslında dışarıdan bakıldığında Don Mueang
havaalanının orta boy normal bir havaalanından farkı yok. Biraz dikkatli
bakınca farkı fark ediyorsunuz. Havaalanının pistlerinin ortasında bir golf
sahası var. Yine de güvenlik sebepleri dolayısı ile burada golf oynamak pek
kolay değil.
Hong Kong Uluslararası Havaalanı (Chek Lap Kok olarak da adlandırılır) - Hong Kong
Hong Kong’un Kai Tak havaalanı yetersiz kalınca,
8.3 milyon metrekarelik bu dev ada-havaalanının yapılmasına karar verilmiş.
1991 yılında başlayan inşaat, deniz doldurma ve iki küçük adayı birleştirme
sayesinde enteresan bir havalanını ortaya çıkarmış. Havaalanının en ayırıcı
özelliği, pistlerin arasında lüks bir golf sahasının ve çok büyük bir sergi
merkezinin bulunması. Bu havaalanı, aynı zamanda dünyadaki en yoğun kargo uçağı
trafiğinden birine de sahip.
Ice Runway (Buz Pisti) – Antartika
Antartika’da bulunan McMurdo araştırma merkezine
erzak ve malzeme sağlamak için kullanılan üç buz pistinden birisi olan Ice
Runway, adından da anlaşılacağı gibi bir pistten ziyade buzun arasında iz
yaparak oluşturulmuş düz bir alandan ibaret. Pist uzunluğu konusunda bir
sıkıntı yok, bu nedenle C-130 Hercules ve C-17 Globemaster III gibi dev uçaklar
bile rahatça inebiliyor. İşin zor kısmı ise uçağın ve kargonun ağırlığından
buzun kırılmayacağına emin olmak, ayrıca yumuşak kar olan bölümlerde uçağın
gömülü kalmasını engellemek. Havanın biraz daha sıcak olup, buzun kırılmaya
başladığı dönemlerde uçaklar buraya inmiyor ve kıtanın diğer pistleri olan
Pegasus ya da Williams alanlarına iniyorlar.
Bu güzel adaya gelmek bu havaalanı yüzünden çok
stresli olabilir. Pist uzunluğu sadece ve sadece 396 metre. Doğal olarak büyük
uçakların inmesi mümkün değil. Küçük uçakların da inmesi o kadar kolay olmuyor.
Adanın coğrafyası ve topografisi yüzünden başka bir seçenek bulunamamış. Sahili
pek güzel olmayan adaya büyük bir turist akını yok, ama buradaki insanların
günlük ihtiyaçları için havaalanı yine de çok önemli.
Kansai Uluslararası Havaalanı – Osaka – Japonya
Japonya’da toprak değerli olduğu için Japon
mühendisler kıyının yaklaşık 5 kilometre açığına bu havaalanını inşa etmişler.
Havaalanı 1994 yılında işletmeye açılmış. Havaalanına araba, tren ve hatta
hızlı feribot ile ulaşılabiliyor. Havaalanı depremler, tayfunlar, oynak deniz
yatağı gibi zorluklar için zorlu bir planlama süreci geçirerek ve büyük çevreci
protestolara rağmen inşa edilmiş. Küresel ısınma ile birlikte beklenen deniz
suyu yükselmelerinin havalanını yok edeceği öngörüleri de çokça dile
getiriliyor.
Kral Fahd Uluslararası Havalanı – Dammam – Suudi
Arabistan
Kral Fahd Havaalanı, yüzölçümü olarak dünyanın en
büyük havaalanı. Havaalanı çölde 780 kilometrekare yer kaplıyor. Bu da bazı
küçük ülkelerin yüzölçümünden fazla. Havaalanında binlerce kişiyi alabilen bir
cami ve kraliyet ailesi için özel bir terminal bile bulunuyor. Havaalanının
inşaatında karşılaşılan en büyük zorluklardan biri beton karılırken su bulmak
olmuş.
Macau Uluslararası Havaalanı – Macau – Çin
Macau, eski bir Portekiz sömürgesi. 1999 yılında
Çin’e bağlı özel yönetim bölgesi oldu. Bölgenin 1995 yılına kadar büyük
uçakların inmesine uygun bir havaalanı yoktu. Macau Uluslararası Havaalanı
deniz doldurularak 1995 yılında açıldı. Pistin uzunluğu Boeing 747’ler için dahi uygun. Kontrol kulesi ve terminal
bir adanın üzerinde iken, pistler diğer bir adanın üzerinde.
Asya-Pasifik bölgesinde havaalanlarının deniz doldurularak yapılması
neredeyse zorunlu gibi (Diğer örnekler : Hong Kong, Kansai). Zira dağlık arazi
yapısı ve kıyılardaki yoğun yerleşim bu tür çözümleri zorunlu kılıyor.
Madeira Uluslararası Havaalanı – Portekiz
Madeira Adaları Portekiz’in kıyısından oldukça uzak, Afrika
açıklarında küçük bir adalar grubu. Adalar için havaalanı önem taşıyor ama yer
darlığından ilk yapıldığında pist uzunluğu 1500 metreden biraz fazla
yapılabilmiş. Bu kadar kısa piste yolcu uçaklarının inmesi mümkün değil. Adalarda
yer de bulunamayınca mühendisler, 200 adet ayak üzerine inşa ettikleri bir
köprü ile pisti 2,743 metre uzunluğa ulaştırmışlar. Köprü bir Boeing 747’nin
dahi inişine müsaade edecek kadar sağlam, pist uzunluğu da tüm uçaklar için
yeterli. Küçük adaları geliştirmek için oldukça estetik bir çözüm bulunmuş.
Bugün adaların turizm geliri parmak ısırtacak miktarda.
Karaibler’deki bu havaalanının pistinin iniş
tarafı, plajın hemen yanında. Plajdan hemen sonra bir yol, havaalanının dikenli
telleri ve pist başı var. Plajda güneşlenirken bir Boeing 747 sadece 20 metre
üstünüzden geçebiliyor. Bu geçiş insanlara zarar vermese de, kulaklarına zarar
verebilir. Ayrıca çitlerin üzerinde uçak kalkarken çitlere yanaşılmaması, hatta
araçla bile geçilmemesini belirten uyarı var. Büyük bir uçak pist başı yapıp
kalkışa geçtiğinde, arkada iseniz dehşet bir rüzgarla uçma şansınız var. Ancak,
özellikle turistler bu uyarıyı pek dinlemiyorlar. Pek çok turist bu tehlikeli
deneyimi yaşamak için uçakların yolunu gözlüyor. YouTube’da bu havaalanının
çitinde tutunup uçak kalkışını seyrederken rüzgardan uçaninsanların pek çok görüntüsü var.
Svalbard Havaalanı – Svalbard – Norveç
Svalbard, Norveç’in kutup dairesi içinde kalan
adalarındaki bir bölge. Bölgede 3 havaalanı var. Diğer iki havaalanı genelde
madencileri taşımak için kullanılırken, Svalbard Havaalanı ticari uçuşlara
açık. Bu havaalanı, kuzey yarımkürede kutupa en yakın, en kuzeydeki ticari
havaalanı. Bölgenin sürekli ve aşırı soğuk havası sayesinde, havaalanı donmuş
topraktan (permafrost) bir piste
sahip. 1975’te yapılan havaalanında, mevsimler değişiklikler nedeni ile zaman
zaman pisti elden geçirmek gerekiyor. Küresel ısınma dolayısı ile bu pist
tamiratlarına ihtiyaç gittikçe artıyor ve çok daha sık yapılması gerekiyor.
Honduras’ın başkenti Tegucigalpa’nın şehir
merkezine yakın olan bu havaalanı, dünyanın en tehlikeli havaalanları
listelerinin değişmezi. 1934’te açılan bu havaalanı, o zamanın güçsüz ve küçük
uçakları için yeterliydi. Şimdi ise daha uzun pistlere ihtiyaç duyan büyük
uçaklar için gerçek bir başbelası. Havaalanının pist uzunluğu yaklaşık 2100
metre. Bazıları zorlanarak da olsa, Boeing 757 boyutuna kadar uçaklar
inebiliyorken, bu uzunluk örneğin bir Boeing 747 için yeterli değil.
Zorluklardan biri de iniş ve kalkışın sadece tek yönde yapılabilmesi. Diğer
yönden iniş ve kalkış, çevredeki dağlar nedeni ile mümkün değil.
Qamdo Bangda Havaalanı – Qamdo – Tibet
Dünyanın En Garip Havaalanları
Reviewed by Fırat Tarman
on
Haziran 14, 2013
Rating:

Hiç yorum yok: