Kitap : Tek Kişilik Firar

Geçtiğimiz sene "Astrolojinin Bilimle İmtihanı" kitabını yorumladığım Tevfik Uyar'ın, bilimkurgu tarzında öykülerini topladığı "Tek Kişilik Firar" kitabını okumayı bugün bitirdim.

Kitap, 12 kısa (bence bazıları fazla kısa) öyküden oluşuyor.

Kitabın hayal gücünüzü ilginç şekillerde harekete geçirmesinin yanında en hoşuma giden özelliği, tüm hikayelerin "bunu yazan bizden biri" hissini vermesi. Hikayelerin kahramanlarının çoğunun adları tanıdık ama, isimler yabancı olsaydı dahi, bu hissiyatımın değişeceğini sanmıyorum.

Kitap ile ilgili bir söyleşide Tevfik Uyar da bunu belirtmiş zaten; "Uzaylılar Dünya’yı istila ettiğinde sadece New York’u etmeyecekler ki. İstanbul’da da bir şeyler olacak. Uzaylı istilasında Johnny’nin ne yaptığını değil, Hasan’ın ne düşündüğünü, Leylâ’nın ne yaptığını yazmaktan keyif alırım". 

Gerçekten de kitabı okurken hissiyatınız öykü anlatıcının bir çevirinin arkasında saklanan Amerikalı bir yazar değil, bizden biri olduğu.

Öyküler hakkında çok fazla şey yazıp okuma zevkinizi kaçırmak istemem ama, benim hep şüphelendiğim simülasyon fikrini müthiş anlatan "Yüz Elli", bilimkurgudan ziyade ilişkiler üzerine şekillenen, gerilimi dozunda giden, sonunu da çok beğendiğim "Galaktik Tiyatro", biraz abartılı da olsa, sosyal medya bağımlılığımızı ve kötü yanlarını anlatan "Çelınçbuk" ve zekice öykü "Tanrı Misafiri" diğerlerinden daha çok beğendiğim öyküler.

Başka yorumlarda gördüğüm kadarı ile oldukça beğenilen "Zaman Fikri" ve "Minibüs Klonu" öykülerini ise ben kitabın ortalamasının altında buldum. Bir önceki paragrafta yazdığım öykülerle kıyasladığımda elbette.

"Bizden birinin yazdığı, bizden bilimkurgu öyküleri" olarak özetleyebilirim kitabı. Az beğendiklerim de dahil tüm öykülerin belli bir standardı tutturduğunu da belirterek.

Ciddi bilimkurgu roman ve öykülerine (biraz da çevirilerin azizliği olarak) alışık okurlar için, gayrıciddi değil elbette ama, daha "hafif" öyküler bunlar. Ama o "hafif"lik öykülerin düşündürme gücünü ve etkileyiciliğini asla etkilemiyor. Belki de bu sayede kitabı okuyup sevecek kitle daha da artar. Bu yazıda çok fazla kullandım bu sözü ama, "bizden" olan bu öyküleri kaçırmayın derim...